Haşimato (Hashimoto) Lazer Tedavisi
Haşimato Hastalığı
Tiroid bezi, kelebek şeklinde, boynumuzun ön tarafında bulunan bir salgı bezidir. metabolizmanın çalışması için gerekli olan T3 VE T4 hormonlarını salgılar. Bu hormonların miktarları azaldığında hipotiroidi, arttığında ise hipertiroidi meydana geliyor. Tiroit bezinin salgıladığı hormonlar azaldığında yorgunluk, uyku ihtiyacında artış, kilo alma, saç dökülmesi, adet düzensizliği, kabızlık, duygu durum değişiklikleri, depresyon gibi etkiler gözleniyor.
Haşimato hastalığı; tiroid bezinin kişinin kendi bağışıklık sistemi tarafından oluşturulan antikorlar tarafından saldırıya uğraması ve zaman içerisinde bezin tahribatına bağlı hipotiroidi ile sonuçlanabilir. Haşimato hastalığı tiroid bezinin az çalışmasının en sık görülen sebebidir.
3 evresi vardır ancak bu evreler kişilerde semptom vermeden tamamlanabilir.
- 1. evre: başlangıçta antikorlar tiroid bezine zarar verir ve tiroid dokusu yıkılmaya başlar.cDolaşıma karışan tiroid hormonları nedeni ile sanki tiroid bezi hızlı çalışıyormuş gibi t3 t4 yükselir ve TSH düşer,
- 2. evre: zamanla dolaşıma geçen tiroid dokusu azalır ve bez deki tahribat fazla olmaz ise tiroid fonksiyonları normale dönmeye başlar. Bazı kişilerde tahribat kendini sınırlar ve ömür boyu tiroid fonksiyonları normal kalmaya devam edebilir.
- 3. evre: dolaşımdaki antikorlar nedeni ile tiroid bezi hasarlandığı için zaman için de hormonu salgılayamaz hale gelir ve t4 düşer TSH yükselir ve hipotiroidi gelişmiş olur.
Haşimato Hastalığı Nasıl Teşhis Edilir:
kan testi ve tiroid ultrasonografisi ile tanı konur kanda TSH, ST3, ST4, Anti TP, Anti TG bakılır.
Anti TPO, Anti TG yüksekliği ve ultrasonda heterojen görüntü varlığı haşimato tanısı koydurur.
Haşimato Tedavisi:
Konvansiyonel yaklaşımda haşimato hastalığında TSH, ST3, ST4 düzeyleri takip edilerek ilaç gereksinimi belirlenir ve doz ayarlaması yapılır.
DDLT (Düşük Doz Lazer Tedavisi) Nedir ?
İlk olarak yara iyileşmesini hızlandırmak için 1970’lerin başında kullanılmaya başlanan düşük doz lazer tedavisi (DDLT), miliwattlar seviyesinde lazer ışınının canlı dokuya uygulanması prensibine dayanan, tatbik edilen bölgede yıkıma neden olmayan, Atermik (Isı Yaymayan) ve fotobiyolojik bir tedavi yöntemidir
Düşük doz lazer tedavisi inflamasyonu (iltihap) azaltıcı ve kanlanmayı arttırıcı etkileri nedeni ile kas ve eklem ağrıları ve problemlerinde uzun yıllardır kullanılmaktadır. Bu uygulamalarda herhangi bir yan etki bildirilmemiştir. Bu doz, ameliyatlarda kullanılan lazer dozunun 1000’de 1 dozu kadardır.
Düşük seviyeli lazer tedavisi, hücresel biyolojiyi ve sinyal yollarını etkileyen özel bir lazer türü (yakın kızılötesi ışık (600-1100 nm)) olarak tanımlanır. DDLT uygulaması inflamasyonun baskılanmasına ve ağrının azalmasına yol açar ve doku yenilenmesini tetikler. DDLT, bel ağrısı, felç, nörodejeneratif bozukluklar, romatoid artrit ve yara iyileşmesi gibi çeşitli hastalıklarda uzun yıllardır kullanılmaktadır.
Yapılan çalışmalardaki son veriler LLLT'nin güvenli olduğunu ve hipotiroidizm hastalarında yararlı etkileri olabileceğini göstermiştir.
Haşimoto Hastalığı Hücresel Değişiklikler
Hashimoto tiroiditi genellikle tiroid parankimal dokusunda antijen sunan hücreler, makrofajlar, plazma hücreleri ve lenfositler dahil olmak üzere bağışıklık hücrelerinin infiltrasyonu ile tanımlanır. Bağışıklık tepkileri tiroglobulin (TG) ve tiroid peroksidaz oto-antikorlarının (TPO) üretimine yol açar. T hücreleri ve otoantikorlar tiroid hücrelerinde hasara ve tahribata neden olur.
Ayrıca TH1 hücrelerinin ve bunlarla ilişkili kemokin reseptörleri (CXC)R3 reseptörünün GD patogenezinde önemli bir role sahip olduğu gösterilmiştir. Tümör nekroz faktörü-alfa (TNF-α) ve interferon-gamma (IFN-γ) inflamatuar sitokinler, inflamatuar immün yanıtlarda rol oynar.
Haşimoto Hastalığında Lazer Tedavisinin Hücresel Değişiklikleri
DDLT veya fotobiyomodülasyon, ısı veya titreşim üretmeyen, invaziv olmayan bir tedavidir ve tek dalga boyunda ışık olarak kullanılır. Tedavi için dalga boyu 600 ila 1100 nm arasında, 1-500 mW gücünde, düşük enerji yoğunluğuna sahip yakın kızılötesi lazer ışını kullanılır. DDLT farklı hücresel ve moleküler seviyelerde etki gösterebilir. 632 ila 1064 nm dalga boylarındaki LLLT, hücresel tepkileri uyarabilir. Belirli bir dalga boyundaki lazer ışınlaması hücresel biyokimyayı etkiler ve tüm hücresel metabolizmayı ve hücre kaderini değiştirebilir. Dahası, DDLT foto-biyomodülasyon etkilerine sahiptir ve inflamatuar yanıtları azaltabilir ve bağışıklık sistemini modüle edebilir. Çalışmalar LLLT'nin inflamasyonu, ağrıyı ve ödemi azalttığını gösterdi. LLLT kollajen sentezini indükleyebilir ve doku yeniden yapılanma sürecini hızlandırabilir.
Lazer Tedavisinin Yan Etkisi Var mı?
Bugüne kadar yapılan uygulamalarda ve çalışmalarda herhangi bir yan etki görülmemiş ve bildirilmemiştir.
Örnek Lazer Tedavisi Araştırması
En son yapılan bir çalışmada (Erbil ve ark) haşimato hastalığı 350 hastada DDLT, tiroid fonksiyonları, antikor düzeyleri ve hormon tedavisinin azaltılması ya da tamamen kesilmesine etkisi araştırılmıştır. 350 hastanın tümü antikor ve/veya ultrason bulguları ile Hashimoto tiroidit tanısı almış ve çalışmaya dahil edilmiştir. Hastaların %96’sı kadın idi. Ortalama yaşları 37 ± 8 idi. Bütün hastalar hipotiroidi nedeniyle tiroit hormon tedavisi (Levotiroksin-T4) alırken, normal düzeylerde T3, T4 ve TSH düzeyleri bulunduruyordu. Başka otoümmin hastalığı olanlar, boyuna önceden ışın almış olanlar ve tiroit ameliyatı geçirmiş olanlar bu çalışmaya dahil edilmedi.
Haşimoto hastaları iki gruba ayrıldı:
- 1. gruba (210 hasta) lazer tedavisi ve diyet desteği (D-Vitamini + Demir + Selenyum),
- 2.gruba (140 hasta) sadece diyet desteği uygulandı. Vitamin D düzeyleri 40ng/dl’nin altında ve demir düzeyleri 30ng/dl’nin altında olan hastaların tümüne destek yapıldı. Çalışma bittikten 3 ay sonra tüm Hashimato hastalarının tiroid hormon (T4) gereksinimleri değerlendirildi. T3, T4, TSH düzeyleri, T3’ün T4’e oranı (T3/T4) ve tiroit antikor düzeylerine bakılarak tedavi öncesi değerlerle karşılaştırıldı.
Çalışmada, hiçbir hastada lazer tedavisine bağlı yan etki görülmedi. Lazer tedavisi uygulanan Haşimato grubunda; T3 seviyeleri, T3/T4 oranı, Vitamin-D, selenyum ve demir seviyeleri yükselirken, anti-TPO antikoru ve haftalık tiroit hormonu gereksinimi anlamlı düşüş gösterdi. Yani hastaların hormon ihtiyaçları belirgin olarak azaldı. Lazer tedavisi yapılmayan diğer grupta ise herhangi bir değişiklik görülmedi.
Çalışma sonucunda yapılan lojistik analizde Haşimoto tiroiditinde lazer tedavisinin, T3/T4 oranının artmasında 70 kez, hastanın aldığı hormon ilaçlarının dozunun azaltılmasında 15 kez etkili olduğu anlaşılmıştır. Hashimoto’da lazer tedavisinin, tiroit fonksiyonlarını arttırdığı ve hastaların daha az tiroit hormonuna ihtiyaç duydukları gösterilmiştir. Bir süre sonra, bazı hastalarda ilacın tamamen kesilebileceği de anlaşılmaktadır. Bu da hastaları, tiroit hormon ilacının kemik erimesi (osteoporoz) etkilerinden koruyucu bir özelliktir.
Parrado ve arkadaşları yaptıkları bir çalışmada, lazer ışınlarının tiroid dokusunun mikro dolaşımını arttırdığını bulmuşlardır. Bir başka çalışmada (Azevedo ve ark) farelerde lazer tedavisinin tiroit hormon seviyelerini desteklediğini ve yükselttiğini ortaya koymuşlardır. Tiroit’de iyottan üretilen T4 hormonu, bir iyodu kaybederek T3’e dönüşür. T3/T4 oranı bu dönüşümü gösterir. Bu oran Haşhimoto hastalarında azalır. Bu bize Hashimoto’da T4’ün, aktif hormon olan T3’e dönüşümünde azalma olduğunu göstermektedir. Lazer tedavisinden sonra bu oran yükselmekte ve T4’ün, aktif hormon olan T3’e dönüşümü de artmaktadır. Bu da T3 seviyelerinin artışı ile sonuçlanır.
Haşimato Lazer Tedavisi Nasıl Yapılır?
Hashimoto lazer tedavisi, tiroit antikorları yüksek olan ve/veya tiroit ultrasonunda tiroidit bulguları bulunan hastalara yapılabilir. Özellikle Tiroit hormon tedavisini almakta olan hastalarda T3, T4 ve TSH normal sınırlarda ise, lazer tedavisi tercih edilir. Bunlar, tiroit fonksiyonları gerilemiş olan, kalıcı hipotiroidi gelişmiş ya da gelişmekte olan hastalardır. Ayrıca, uzun yıllar tiroid hormonu (Levotroksin) kullanmaya aday olan, dolayısıyla bu ilacın yan etkilerinin (kemik erimesi gibi) ortaya çıkabileceği hastalardır. Başka bir otoimmün hastalığı bulunan, tiroid nodülü bulunan, boyun bölgesine ışın tedavisi almış olan, tiroit ameliyatı geçirmiş olanlar ve troit metabolizmasını etkileyen başka hastalığı bulunanlarda, lazer tedavisi tercih edilmez. Tüm hastaların lazer tedavisinden önceki ilaç dozları, T3, T4 ve TSH seviyeleri ile tiroit antikor seviyeleri (anti-TPO) kaydedilir.
Lazer ışınlaması Output gücü: 100mW, dalga boyu: 850Nm Lazer probu hastaların boynu hafif extansiyona getirildikten sonra tiroit bezi sınırları içinde uygulanır. Tiroid glandının sınırları belirlenerek, 6 adet hedef nokta belirlenir. Bunlar; tiroid pollerinin ÜST VE alt sınırı, isthmus’un sağ ve soludur. Tiroid glandı üzerine 1cm aralıklarla düşük düzeyde lazer (20.57 J/㎠) ışını uygulanır. Her uygulama noktasına 20 saniye süreyle radiant enerji cilt üzerinden uygulanır. (Ağrı ve Isı Olmaz) Toplamda 3 gün içeresinde, ‘’6 Seans’’ olarak yapılır. (ya da 6 seans, toplamda 1 ay içerisinde tamamlanır. Toplam doz 96-J’dür. Lazer cihazı her seanstan sonra kalibre edilir. Düşük düzey (doz) lazer olduğu için herhangi bir yan etkisi yoktur.
Haşimato Hastalığında Lazer Tedavisi Kimlere Uygulanır?
Hashimoto tiroiditinde lazer tedavisi programına alınabilecek hastalar; tiroid antikorları(anti-TPO) yüksek olan ve/veya tiroid ultrasonunda tiroidit bulguları bulunan ve ilaç kullanmakta olan (tiroit hormonu), T3, T4 ile TSH seviyeleri normal sınırlarda olan hastalardır. Özelikle, uzun süredir ilaç kullanmakta olan Haşimato hastalarında, lazer tedavisine başlamak doğru bir yaklaşımdır. Hashimato’da lazer tedavisi; başka otoimmün hastalığı olanlara, boynuna ışın tedavisi yapılmış olanlara, tiroit ameliyatı geçirmişlere ve tiroid nodülü bulunan kişilere uygulanmaz.
Tedavi Sonrası Dikkat Edilmesi Gerekenler
Hashimoto’da lazer tedavisinin herhangi bir yan etkisi yoktur. Tedavi sonrası özel bir kısıtlama yapılmaz. Takviye gıdalar ve vitaminler verilmişse, bunlar aksatılmadan alınmalıdırlar. Günlük düzenli yürüyüşler veya başka sporların düzenli bir şekilde yapılması (egzersiz) tavsiye edilir. Hasta sigara içiyorsa, azaltması ya da bırakması önerilir. Yaklaşık olarak 2 ay sonra hasta T3, T4, TSH ve antikor testlerini yaptırarak, tedavisini yapan hekimle paylaşmalı ve rutin kontrollerine gitmelidir.