Gıda Alerjisi ve Gıda İntoleransı Nedir?
Besinlerin neden olduğu düşünülen her türlü olumsuz etkiyi besin alerjisi olarak tanımlamak, toplumda oldukça yaygın, ancak her zaman doğru olmayan bir eğilimdir.
Gıda İntoleransı
Gıdalar ya da gıdalar aracılığı ile alınan bileşikler, bağışıklık sistemini uyarabilir ve bunun sonucunda gelişen klinik tablo gıda reaksiyonları olarak tanımlanır. Gıda reaksiyonları, gıda alerjisi ve gıda intoleransı olarak ikiye ayrılmaktadır, bu iki kavram arasında önemli farklar olmasına rağmen sıklıkla birbiri yerine de kullanılmaktadır. Peki, gıda alerjisi ve gıda intoleransı arasındaki önemli ve temel farklar nedir?
Gıda Alerjisi Nedir?
Gıda alerjisinde bağışıklık sistemi besinlerde alerjen olarak tanımlanan bazı bileşenlere yanıt olarak immünoglobulin E (IgE) antikorunu üretir. Alerjiler, IgE antikorlarının üretimindeki artış sonucu ortaya çıkabileceği gibi, IgE seviyelerinde herhangi bir değişiklik olmadan da ortaya çıkabilir.
Gıda alerjileri, her geçen gün artış göstermektedir. Gıda alerjilerinin genel olarak çocukların %2-%8’inde yetişkinlerin %1’inde, tüm nüfusun ise %2’sinde görüldüğü bildirilmektedir.
İnek sütü, yumurta, balık ve kabuklu deniz ürünleri, kabuklu ve yağlı kuruyemişler (fındık fıstık gibi), buğday, etler, meyveler, sebzeler, kuru baklagiller, baharatlar-çeşni vericiler, bal ve soya yaygın olarak gıda alerjilerine sebep olan gıdalar arasında gösterilmektedir.
Organizma, alerjen besinin tüketiminden hemen veya 4 saatten az bir süre sonra alerjik yanıt geliştirebilir. Alerjik yanıtlar, genellikle ağız, boğaz ve deride kaşıntı, şişme, kızarıklık şeklinde gelişebilir. Bu belirtiler şiddetli olabilir ve klinik tablosu çok ağır olabilen anafilaksiye ve ölümlere sebep olabilir.
Gıda Alerjileri Nasıl Teşhis Edilir?
Gıda alerjisinin teşhisinde, genellikle organizmanın alerjen bileşene yanıt olarak ürettiği IgE antikorlarının seviyelerini ölçen testler kullanılmaktadır. Besinlere özgül yanıt veren IgE sonuçlarıyla beraber birçok cilt, solunum fonksiyon testleri gibi çok özel testler yapılırken, asıl önemli olanı bu yapılan testlerin konunun uzmanı hekimler tarafından değerlendirilmesi ve tanısı büyük öneme sahiptir. Test sonuçlarının pozitif olması yani artmış IgE üretimi her zaman kesin bir alerjik yanıtın göstergesi olmayabilir. gıda alerjisi tanısı konulduktan ve hangi gıda ya da gıdalara alerjik yanıt geliştirildiği anlaşıldıktan sonra o besin veya besinler diyetten mutlaka çıkarılmalı ve alerji tedavi edilene kadar diyete dahil edilmemelidir.
Gıda İntoleransı Nedir?
Organizmanın, herhangi bir gıda bileşenine normal fizyolojik süreçlerden farklı ve rahatsızlık veren bir yanıt oluşturması şeklinde tanımlanmaktadır.
Gıda intoleransı, gıda alerjilerine göre daha yaygın görülebilmektedir ancak tanısı ile ilgili kesin bir test bulunmayışı ve ana akım tıpta buna yeterince zaman ayrılamaması nedeni ile sıklığı tam olarak bilinmemektedir.
Ancak klinik pratiğimizde her geçen gün gıda intoleransına sahip bireylerin sayısının artmakta olduğu görmekteyiz.
Gıda İntoleransı Nedenleri
- İlerleyen yaş ve yanlış beslenme alışkanlıkları nedeni ile yavaşlayan sindirim sistemi işlevleri ile azalan enzim ve sindirim salgıları
- İnflamamtuar besinlerin tüketimi,
- Katkı maddelerinin, toksik kimyasalların tüketimi
- Vücudun antijenik olarak algıladığı gıdaların tüketimi (lektin,kazein,gluten vb..)
- Toksik inflamauar yaşam alanlarımız
- Stres ve kaygıyı yönetimdeki eksiklikler
- Tüm bu sebeplerle bağırsak sağlığımız bozulmakta, bağırsak geçirgenliği artmakta ve gıda intoleransı görülme sıklığı da artmaktadır.
Gıda İntoleransı Bulguları
Semptomlar gıda alımından 72-96 saat sonrasına kadar kendini belli edebilir.
Gıda intoleransını saptamak genellikle zordur. Belirtilerin gıda tüketiminden sonraki herhangi bir zamanda ortaya çıkması (72-96 saate kadar ortaya çıkabilir) ve gıda intoleransının altında yatan karmaşık fizyolojik mekanizmalar nedeni klasik laboratuvar testleri ile gösterilememektedir.
İntoleransa yol açan besinler, az miktarda ve az sıklıkta tüketildiğinde olası bir intolerans çoğu kez saptanamayabilir ancak intolerans kaynağı olan gıda fazla miktarda ya da sık tüketildiğinde belirtiler görülebilir ya da tek başına tüketildiğinde intoleransa yol açmayan kimi gıdalar, birlikte tüketildiğinde intoleransa yol açabilir.
İntoleransa neden olan gıda bileşeni tüketildikten sonra mide bulantısı, kusma, şişkinlik, ishal, mide krampları gibi belirtiler ortaya çıkabilir ya da sindirim sisteminde bir bulgu vermeden halsizlik, yorgunluk, baş ağrısı, beyin sisi, dikkat dağınıklığı, eklem ağrıları, sivilce, egzema, döküntü, kaşıntı, ödem, kilo artışı, öksürük, geniz akıntısı, sinüzit, gibi bulgularla da kendini gösterebilmektedir.
En Yaygın Görülen Gıda İntoleransları
En yaygın görülen gıda intoleransları, sütte bulunan ve süt şekeri olarak da tanımlanan laktoz ve buğday proteini olan glutene karşı gelişen intoleranstır.
Örneğin, laktoz intoleransından, ince bağırsaklarda laktozun sindiriminden sorumlu laktaz enziminin olmaması veya eksikliği sorumludur. Doğuştan itibaren, laktoz enzimi yoksa bu primer laktoz intoleransı olarak adlandırılmakta ve kişi laktoz içeren besinleri dışarıdan laktaz enzim desteği almadan tüketememektedir. Laktoz intoleransı inek sütü proteini alerjisi ile sıklıkla karıştırılmaktadır ancak biri gıda alerjisi diğeri ise gıda intoleransıdır. Süte karşı görülen besin alerjisi, bebeklerin anne sütü alımıyla birlikte ortaya çıkabilmekte ve/veya ilerleyen ancak çok küçük yaşlarda (genellikle 0-1 yaş) süt ve ürünlerinin tüketimiyle genellikle görülebilen, araştırmalar sonunda konunun uzman hekimi tarafından tanı konulan ve günlük diyetten sadece süt değil süt içeren tüm besinlerin çıkartılmasının da zorunlu olduğu bir tablodur.
Gluten intoleransı, belirtileri gluten enteropatisi yani çölyak hastalığına benzediği için iki gıda reaksiyonu çoğunlukla birbiri ile karıştırılmaktadır. Gluten intoleransında, buğday, çavdar ve arpada bulunan gluten proteini sindiriminde sorun yaşanır; ishal, şişkinlik, karın ağrısı gibi sindirim sistemi sorunları görülebileceği gibi baş ağrısı, halsizlik, dikkat eksikliği, hiperaktivite, eklem ağrıları, sisli beyin gibi belirtiler de ortaya çıkabilir. Çölyak hastalığında gluten tüketimi sonrasında sindirim problemleri ve bunun yanında hastalarda ciddi vitamin mineral eksiklikleri görülebilmektedir. Çölyak hastalığında aynı zamanda çoğu zaman gliadin antikorları pozitif olmakta ancak gluten intoleransında bu antikorlar negatif olarak saptanmaktadır yani gluten intoleransında çölyak için bakılan antikorlar negatif saptanmakta ve bu durum gluten intoleransını dışlayamamaktadır.
Gıda intoleransı testleri
Gıda intoleransı testlerinin ilk çıktığı ve çok popüler olduğu dönemde yapılan testlerin klinik geçerliliğinin olmaması ve gıda intoleransı tedavisi ile ilgilenen hekimler arasında da fikir birliği oluşmaması bu testlere olan güveni sarsmıştır.
Günümüzde yapılan testler ise IG G aralıklı testler ya da canlı lenfosit hücreleri ile değerlendirilen testlerdir.
Kliniğimizde uygun görülen hastalarda Yale Üniversitesi tarafından bilimsel olarak valide edilmiş olan ve kendi klinik çalışmaları olan intolerans testi uygulanmakta ve test sonuçlarına göre tedavinin hastaların klinik gidişatını düzelttiği gözlenmektedir.
Eliminasyon diyeti ve gıda intoleransı
Testler haricinde ise eliminasyon diyeti ve geri yükleme ile de besin hassasiyetleri saptanabilmektedir. Eliminasyon diyetleri de kişiye özel belirlenmeli ve geri yüklemeler doktor ve diyetisyen kontrolünde yapılmaktadır.
Gıda intoleransları çoğu zaman geçirgen bağırsak ile birlikte bulunmakta ve geçirgen bağırsak tedavi edildikten sonra gıda intoleransları da azalmakta veya kaybolmaktadır. Eliminasyon diyeti ile doktorun belirlediği gıdalar belli bir süre için çıkarılır, bu esnada hastanın bağırsağını onarmaya yönelik birtakım takviyeler kullanılır.
Sonrasında bu gıdalar 3 gün dene 3 gün bekle tekniği ile yeniden diyete eklenir. Diyete yeniden eklendiğinde tekrar şikayete yol açıyorsa 3 ay daha tüketilmez. İntoleransa yol açan besinlerin, bunların tüketim miktarlarının ve ortaya çıkan belirtilerin değerlendirilebilmesi için bireylerin kendilerini gözlemlemeleri de oldukça önemlidir. Dolayısıyla beslenme günlüğü tutmak yardımcı olabilir.